Akademi Dergisi - mfs

Almanya'da çiftçiler 8 Ocak Pazartesi günü, federal hükumetin tarımsal motorin desteğini iptal etme, araç vergi muafiyetlerini kaldırma ve kamyon ücretleri ile karbon vergilerini artırma kararlarına karşı protesto gösterisi düzenleyecek.

Satanist Japonya'yı sarsan depremin ardından yaralı sayısının 300'ü aşkın ve ölü sayısının 62'ye çıktığı iddia edildi. Kayıp kişileri arama ve kurtarma çalışmaları yetkililer tarafından sürüyor.

Yargıtay'dan Can Atalay kararı: AYM kararının hukuki değeri yok Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Can Atalay hakkında Anayasa Mahkemesince verilen ikinci ihlal kararının hukuki değeri olmadığına ve Anayasa Mahkemesi'nin kararına uyulmamasına karar verdi.

ABD'de yine büyük krizler yaşandığı ve üstünün örtülmek istendiği anlaşılıyor Batak ABD'de bomba paniği ABD genelinde bazı eyalet başkentlerinde, birden fazla bomba ihbarı üzerine binalar boşaltılırken, yetkililerden biri güvenlik müdahalesini tetikleyenin "toplu bir e-posta" olduğunu iddia etti.

Kripto para piyasasında son 24 saat içinde 177 binden fazla borsa simsarı tasfiye edildi. Son bir saatte 492 milyon dolar yandı.

ABD'liler gelsin, karışmayın. Çok gelip gidecekler bundan sonra, çok...

Ben de bir tavsiyede bulunmak istiyorum. Pıhtı atmasından endişe eden kişiler başlarına alüminyum folyo sarabilirler. Umulur ki faydasını görürler. Çünkü yaşananın aslında beyin merkezli bir sorun olduğunu değerlendiriyorum.

Yaaa... Hakikaten çok ilginç... Dikkat etmek lazım. Pıhtı, mıhtı, öldürüyor adamı... https://www.odatv4.com/saglik/turkiyenin-gizli-gundemi-pihti-salgini-120019366

Sırrııı! Sen de mi pıhtı attın, neredesin, bir ses ver artık?

Penguenleri boşlamayın. Şimdiden alt yapıyı oluşturun. Birkaç sene sonrasına hazır olun.

- Alo! Bana Stoltenberg'ü bağlayın. = ... - Yaaaa... Öyle mi... Şaşırdım. Çok zor ya... Tamam, ben sonra yine ararım.

İsrail'in Lübnan'la olan meseleleri TR'yi ilgilendirmiyor. TR bu çatışmaların tarafı değil ve olmayacak. İstanbul merkezli TR, Lübnan'a çok defa el uzattı ama tutmadılar. Kendi tercihleriydi, bu da bizim tercihimiz...

Şaşırmayın, Adıtürk projesi bile, TR'nin yeni liderinin çıkmasına mani olma hamlelerinden biriydi... Bu meselede de birkaç şey yazmıştım daha önce... Yakın gelecekte her şey iyice yerli yerine oturtulacak, net şekilde anlaşılacak.

Yüzbaşıoğlu öldü, onu öldürdüler.

Yani kimse İstanbul'da ya da TR'nin başka yerlerinde büyük depremler olacak da onlarca ülke ittifak halinde gelip TR'yi işgal edecek diye beklemesin. Artık TR için öyle bir risk kalmadı. O afetler inşaallah Türkiye'de de olacak ve TR de temizlenecek. Lakin o ülkelerin hiçbiri işgal teşebbüsünde bile bulunamayacak. Çünkü onların hali TR'den çok beter olacak. Şu anda bile yerlerde sürünüyorlar zat ...

Şunu da yazayım ki her seviyeden herkes anlayabilmiş olsun... Ankebut Ağının ve kontrolündeki onlarca sömürmeci, kara paracı, şişirilmiş balon gibi ülkelerin gücü kalmış olsaydı... Maraş merkezli depremlerden sonra İstanbul'un değil, onların hükmü geçerdi. O günlerde İstanbul karşısında düştükleri aciz, sefil haller kameralara daha fazla yansımasın diye çok büyük bir çaba harcadılar. Bunların ...

Şu da bilinmeli ki tatbikatı yaptıkları zamanda TR'nin genel kurmay başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu diye bildiğimiz gizli Ermeni ve mason kişiydi. Daha önce tarihin o devrine dair, alakalı onlarca yayın yaptım. Dünya genelinde Yahudiler, masonlar, kara paracılar arasında şiddetli iç çatışmalar vardı. Kıvrıkoğlu tarafı ABD piyonu kullanılarak TR'de uygulanacak olan "Ilımlı İslamcılık" projesine uymak ...

Daha önce yayınlarımda anlatmıştım. 80'lerin ABD başkanı "Armagedon'u yaşayacak nesil biz olabiliriz" diye her yerde konuşup duruyordu. O ABD başkanı da metafizik istihbarat sayesinde, TR'nin beklenen o liderinin 1981 yılında doğduğunu bile biliyordu. Kendi aralarında bunu detaylıca konuşuyorlardı. Devamındaki süreçte orta doğuya türlü türlü müdahaleleri bile, o lideri yani Mehdi'yi durdurmak, ...

TR'nin kontrollerinden çıkacağını, gerçek hürriyetine kavuşacağını, hemen devamında bölgenin de kontrollerinden çıkacağını bildikleri için... Bu kısmını doğru yorumladıkları için... "Öyle bir şeye izin vermeyiz" resti çekercesine bu tatbikatı yaptılar. Tatbikat da abarttıkları gibi çok büyük, çok kapsamlı bir şey değildi.

Bilenler biliyorlar ki o kurtarıcı liderin meydana inmesine ve "İşte buradayım" demesine sayılı günler kaldı. Yine etkili ve yetkili bu kişiler biliyorlar ki ABD'nin de NATO'nun da AB'nin de Rusya'nın da Çin'in de bu gelişmeye mani olabilecek güçleri kalmadı. Londra merkezli sistem çoktan çökertildi. Tıpkı metafizik istihbaratta gördükleri gibi, o lider çıkınca kapısını aşındıracak, ille de anla ...

TR'nin o yeni lideri İstanbul'dan çıkınca, zuhur edince, o vakit çaresizce onunla anlaşma çabasında olacaklarını gördüler ama çoğu meselede olduğu gibi tam isabetle yorumlayamadılar. Binlerce senedir, nadir insanlar dışında metafizikçilerin çoğu metafizik kabiliyetlerini tam isabetle kullanamadı. Bunun hikmetini anlatmıştım. Hayatın olağan akışı bozulmasın diye, durugörüde ve rüyada, geleceğe da ...

Deprem, ani ve büyük bir gelişmenin yaşanması demekti ki bu da TR'nin o çok konuşulan liderinin artık meydana çıkması, zuhur etmesi demekti. Onlar için çok acı ama bir sarsıcı gerçek de şu ki gördükleri savaş ve askeri müdahale de anladıkları manaya gelmiyordu. Kavga etmek gibi savaşmak da gerçek manasına gelmez. Tersine çıkar. Savaşlar bazen mali kriz demektir, başka manalara da gelir ama çoğun ...

İşte Millenium Challenge 2002 tatbikatını da bu kapsamda yaptılar. Çünkü o lider, o tatbikat yapıldığında artık yirmili yaşlarına gelmişti. Durugörüde ve rüyalarda gördüklerini ne kadar doğru yorumladılar, ne kadarını doğru anladılar, bilemem... Lakin gördükleri şey İstanbul'da gerçek bir deprem yaşanması, sonra İstanbul başta olmak üzere TR'yi işgal edecekleri değildi.

Onlarca senedir hep durugörü ile ve rüya tabirleri ile, kendi ifadeleriyle kahinlikle, geleceği görmek istediler. Gördükleri, bildikleri şeyler arasında TR'nin gerçekten hür bir devlet olacağı, bir liderin çıkıp TR'yi kurtaracağı, ardından bütün bölgeyi kurtaracağı vardı. Ahir zamana dair hadislerin de doğru, isabetli olduğunu biliyorlardı, İslam düşmanı kaldıkları halde... O liderin aynı zaman ...

Geçenlerde konumuz oldu burada... Duru görü ile çalışarak onlarca sene önce roman ya da çizgi roman ya da çizgi film ya da dizi ya da film çektiler ve çekiyorlar. Hatta The Economist'i ve kapaklarını bile durugörüden istifade ile yayınlıyorlar. Her yerde durugörü kullanılarak üretilmiş, geliştirilmiş bir şey var ama halkları bu konuda bilgilendirmediler. Son olarak "Dünyayı ardında bırak" isimli ...

"Bin yılın meydan okuması" dediler, çünkü gelecekteki en az bin yıl için dengeleri değiştirecek büyük bir şeyin yaşanacağını biliyorlardı.

Gelelim şu meşhur ve çok tartışılan Millenium Challenge 2002 tatbikatına...

İstanbul emin bir belde... Dünyada yer altı şehirlerinde gizlice yaşayan uzaylıların teknoloji seviyesinden bile çok çok ileri teknolojik imkanlarla korunan bir şehir. Bu korumanın arkasında Tur-i Sina, Tabut-u Sekine bile var. Bunların, dünyanın çekirdeği ile olan ileri seviye bağlantıları, dengeleri bile, İstanbul'un korunmasında tesiri olan şeyler. Daha önce de ifade etmiştim ki İstanbul, sad ...

Depremin İstanbul'a tam ortadan vurması, yeri yarması gibi şeyler görülmüşse, bu da gerçek manasına gelmez. Bu, zeminin şartlarının değişmesi demektir ki mevcut bir dengenin değişeceği manasınadır. Yani bu görülen şey yaşanınca mesela siyasi akış, siyasi denge birden ve çok büyük oranda kırılır, akış değişir. Ya da mevcut mali denge, beklenmedik şekilde aniden ve çok büyük oranda kırılma yaşar, de ...

İstanbul'un batı yakası değil, doğu yakası bu gelişmelerle konuşulacak, bu hususta da hatalı yorumlamalar olduğu kanaatindeyim.

Deprem, ani, sarsıcı ve mühim gelişme demektir. Ufak ufak depremler yaşanacak da sonra İstanbul'da deprem olacaksa, bu gerçek manasına gelmeyebilir. Önce nispeten daha ufak ani ve mühim gelişmeler yaşanacağı, sonunda da çok büyük, çok sarsıcı bir ani gelişme yaşanacağı manasına gelir ki bu gördükleri TR'nin yeni lideri ile alakalı.

Yine durugörüde gördüklerini doğrudan manasına yorarak, gerçek manasına kabul ederek hata yapmış gibi görünüyorlar.

Ocak ve Şubat aylarında İstanbul'da deprem yaşanacağını durugörüde görerek yayıncılık yoluyla anlatanlara katılmıyorum.

TR'de kara paracılığın kökünün kazınması için de Menzil çukurunun kökünün kazınması gerekiyor.

O Menzil'den İran'a kaçacaklar varsa, hemen şimdi kaçsınlar. Çünkü onlar da çok hadlerini aştılar, çok küstahlaştılar ve yakında kılıç kalkan oynayacağız, şayet oynayabilecek cesaretleri varsa... Az daha unutuyordum, Hindistan'a kaçabilirler. Ben vatanımda, müslüman rolü oynayan Çingene tarikatları bırakmayacağım. Hepsini imha edeceğim.

Teknofest midir, ne rezilliktir, ne Çingeneliktir, ne oynaklık ve dolandırıcılıktır... Onu da görmek istemiyorum. Tavrım geçmişten beri açıktı, anlamak istemediler. İnat ediyorlar. Çöpe attığım sözde damat üzerinden devam ettirmek istiyorlar. Onlar inat etsinler, karşılığını sert bulacaklar. Aklı başında taraflar, gruplar, şahıslar, şirketler, herkes uzak dursun o sahtekarlık festivalinden ki te ...

Böyle akıllı olun. Kimsenin gazına gelmeyin. Biraz içimi döktüm diye... Bu hizmetlerin ilk zamanlarında şartların nasıl olduğunu anlattım, hatırlattım diye... Bu güce nasıl, nerelerden geçerek, yükselerek ulaştığımızı anlattım diye... Olmadık yerlere çekmeyin. Beni de sahayı da boş yere germeyin, gereksiz çatışmalar çıkartmayın. Lanet gelsin bu sürüye, biz sürüye güvenerek çıkmadık bu sahaya... ...

Reisi yine gelemedi İran Cumhurbaşkanı Reisi'nin yarınki Türkiye ziyareti, Kerman kentinde yaşanan terör saldırısının ardından "daha uygun bir zamana" ertelendi.

Bence sorun yok. Kadınları, çocukları kenara alır, sonra savaşırız. İstediğini yanına alarak gelsin. "Hülagü Han" dediği CIA, MOSSAD ya da benzerleri falan çıkmasın? Neyse... Ne çıkarsa çıksın, alsın yanına, gelsin.

Biz diplomasinin okulunu okumadık. Stajını da yapmadık. Lakin dersini verdik. Uygulamalı şekilde dünyaya diplomasi dersi verdik, veriyoruz. Milletler arası ilişkilerde çok sayıda maddenin, yazılı halde duruyorken, uygulanmamasını ve yerine başka kaidelerin geçmesini sağladık. Hala bunu yapıyoruz. Biz, sadece TR'de değil, dünya genelinde sessiz bir devrim yaptık ve baktık ki hala insanlığın um ...

Hilafetin merkezi yine İstanbul olacak. Bu defa gerçek bir hilafet makamı olacak. İblis'in ve Deccal'ın emri altında bir sözde hilafet makamı olmayacak...

Az sonra... Çünkü içinde bulunduğu şartların farkında değil o... Hayal aleminde gemiler yüzdürüyor o...

Reisi TR'ye gelirse, ben bunun hesabını bütün taraflardan soracağım ama en çok ABD ile İsrail'den soracağım. Çok da sert soracağım.

Hala kendine yeterince metafizik koruma sağlayamadığı için istediği kalitede, düzende, kararlılıkta yayınlar yapamayan yayıncılar var. Bu hususta ara ara uyarılar yaptım ama hala kısmi zihin kontrolünde olan, daraltılan, bunaltılan, idrakı kısılan, muhakemesi kısılan, hafızası kısılan, enerjisi çekilen, dikkati dağıtılan, vasıfları kapatılan yayıncılar var. Gerekli ve yeterli metafizik korumayı s ...

Çok ağır büyüler var. Medyumlar da var. Hala ayakta durmaya çabalayan taraflar var. Farkında olun. Ya okuma yapın ya da dinleme yapın. Sinyal gönderin ve huulama yapın. Uzun aralıklar vermeyin, savrulursunuz. https://t.me/AkademiDergisi/93404

Birkaç gündür yoğunluk arttı, okumalara ve sohbetlere de çok zaman gitti. Mesajlar birikti. Bakamadım, bakacağım. Silmeyin.

O Gazze meselesini çoktan çökerttim. Bundan sonrasında da TR bu işlere asla bulaştırılmayacak. Filistinlilerin canın cehenneme. Filistin kazanmış görünerek ya da İsrail kazanmış görünerek, bir şekilde derhal bu suni ve danışıklı kriz tamamen kapatılacak. Kapatılması sürecine de TR asla bulaştırılmayacak.

Gazze'nin tahliye edilmesi, oradaki Filistinlilerin başka yere sürülmesi de beni hiç rahatsız etmiyor. Kongo'ya ya da Moğolistan'a mı kutuplara mı sürülecek, o kısmıyla da ilgilenmiyorum. TR'ye sürülmeyecekler. İran'a, Irak'a, Suriye'ye sürülmeyecekler. Sadece bu kısmı ile ilgileniyorum.

İsrail'in Filistinli kişilere TR içinde su-i kast yapması ya da yaptırması beni hiç rahatsız etmiyor. Konuyla ilgilenmeyeceğim bile... Benim duruşum net. TR'de bir tane bile Filistinli bırakmayacağım. Sözde vatandaşlık verilenler dahil, bir tane bile sözde sığınmacı bırakmayacağım.

Aranızda korkusuz, bilgili, vasıflı, çalışkan, sağlıklı, aklı başında, planlı, kararlı, sabırlı bir kişi bile yok, bir kişi bile... Bu hallerinizle siz mi kazanacaksınız bu mücadeleyi? Elinizde biraz kara para geliri kaldı diye, resmi tarafında devlete biraz sözünüz geçebiliyor diye? Hayal aleminde gemiler yüzdürüyorsunuz. Japonya'dan bile daha beter, daha aciz halde görünüyorsunuz