Akademi Dergisi - mfs

Geçelim boruları, sağılan sütlerin hızla aktarıldığı kazanlar, depolar ve bu hatta bulunan pompalar bile yeterince temiz kalamıyorlar. Bu nedenle zaten sütlere UHT denilen işlemi ya da ultraviyole denilen işlemi uyguluyorlar da sütün bütün besleyiciliğini yok ediyorlar. Çöp haline getiriyorlar. O sütü doğrudan içerin de o sütten yapılan peyniri ya da yoğurdu yiyen de beslenemiyor. Bunu yapan insan ...

O papuçların devamındaki boru hatları da temiz değil. "Onlar yıkanıyor, temizleniyor" diyene dönüp bakılmaz, o kişi dikkate bile alınmaz. Sıcak, yağlı süt o borulardan uzun uzadıya dolaşacak da sonra oralarda yağlı süt kalıntıları birikmeyecek, öyle mi? Biriktikçe de oralarda bakteriler üremeyecek öyle mi? "İlaçlı su" denilen sihirli şey mi çözüyor bu kadar vahim bir sorunu yine?

O haliyle o otomatik süt sağma sistemleri tam manasıyla bir çöp... Asla temiz değil o sistem. O memeye kilietlenen papuçlar temiz değil, temiz olamaz, kalamaz. Onu temiz tuttuğu iddia edilen ilaçlı sular da temiz değil.

Zaten videoda "ilaçlı su" denilmiş, pot kırılmış gibi tavırlar sergilenmiş, sonra ilaçlı suyun ne olduğu anlatılmak istenmiş, o kısımda ayrıca pot kırılmış. Her şey birbirine geçmiş. Bu mu çağdaşlık? Bu mu insan ve hayvan hakları? Bu mu dürüstlük? Bu mu örnek tavır?

Temiz tutulamamış bir işletmede, ineklerin sağılması gerektiği zamanlarda, her seferinde memelerinin ilaçlı su ile yıkanması da vahim bir hata.

Süt sağma sistemi anlatılırken bile öyle bir samimiyetsizlik sergilenmiş ki sanki o sistemin başında hiç insan durmuyor. Haftlarca, aylarca oraya sanki insan uğramıyor.

Buzağıların analarından ayrı tutulmasını da Amerikalılar, İtalyanlar, Fransızlar, Hollandalılar mı öğrettiler bu omurgasız, çift kimlikli kripto kişilere? Nereden çıktı bu zulüm? İşletme temiz tutulmazsa, her şey baştan ayağa yanlış ayarlanırsa, elbette buzağılar hasta olmasın diye titret dururlar, saçma sapan kararlar alırlar. Zaten daha doğdukları gün ağır mikrop kapıyor ve ileri seviyede ish ...

Kısacık yazacaktım, mevzu nerelere geldi. Hangi birini yazayım. Bir hayvanı günde dört kere sağmak marifet midir? Doğru mudur? Akıl, vicdan işi midir? İlme/bilime uygun mudur?

Atalarına çekmişler... Zaten bu kadar samimiyetsiz, seviyesiz, idraksiz, bir baltaya sap olamayacak kadar vasıfsız kişiler olmasalardı, her pisliği binbir türlü kesin ve somut delille gözler önünde olan atalarının peşinde hala koşmazlardı. Al birini, vur ötekine... Onlarca Türk/İslam düşmanı ülkenin destekleriyle, Türkün ülkesinde, işte bunlar örnek, çağdaş, bilmem ne insanlar diye dayatıldılar b ...

Hayvanların önünde otomatik kayan bir bant sistemiyle yemleme yapılıyor olsaydı, hiçbir işe yaramadığı halde "akıl almaz bir buluş"muş gibi gösterilen o sözde robota hiç ihtiyaç olmazdı, para saçılmazdı. Maliyetler artmaz, verim ve kazanç düşmezdi. Hayvanların yemek istemeyip de dağıttığı o kuru, kökulu, bayat, sağlıksız sözde yemleri, o uyduruk robotlarla, günde dört beş kere tekrar hayvanların ...

O kadar müsait bir arazide bir çiftik kurulmak istenmiş... Biraz olsun doğru bilgi ve dürüst/samimi tavırlarla davranılmış olsaydı, o tesis elektriğe ve suya hiç para ödemeden dönebilen bir yer olurdu. Bir yandan da bina içindeki ısıyı, nemi, gazların oranını, yaz kış otomatik ayarlayan bir yer olurdu. Bu kısımda kullanacağı enerjiyi de bedavaya getirirdi. İçerisi sinek, böcek, kuş pisliği dolmazd ...

Hala kendi suyunu üretmeyen, bir yandan da kendi elektrik enerjisini üretmeyen hatta fazlaca üretip bunları etrafa satmayan bir yere, örnek bir çiftlik denilebilir mi?

Her şeyin otomatikleştiği, kolaylaştığı, insan işçiliğine fazlaca ihtiyaç kalmamış olan şu çağda... Kendi yemlik bitkilerini yetiştirmeyen, kendi yemlerini üretmeyen, hayvanlara taze bitkiler/yemler yedirmeyen bir yere çiftlik denilebilr mi? En çok da Türkiye gibi her şeyi kasten çökertilmiş bir ülkede, dışarıdan yem alınan bir çiftliğe, örnek ve verimli bir çiftlik denilebilir mi?

Suyun donmasına izin vermediğini anladık, mikrop tutmadığı iddiasını da anladık. Pekiyi, yan duvarları bile olmayan o yapıda... Çok sayıda büyük fanın hava cereyanına sebep olduğu o yerde... Kuşların serbestçe uçuşabileceği ve dışkılayabileceği o yerde... O koca sulukların içindeki durgun suyun temiz kalması nasıl sağlanıyor?

Bitmedi... Tekrarla anlatıyorum ki hayvancıığın en ciddi sorunlarından biri de su sorunu. Sular yeterince temiz değil. Mineralli değil. Durgun, kokan, ısınmış sular, paslı borular, kirli suluklar var her yerde... Bu videoda ise güya ince ince hesaplanmış ve gayet büyükçe olan suluklar var.

Öyle, bir anda, hazırlıksız şekilde, ön değerlendirme nevinden yazıyorum bunları... Şuraya kadar yazdıklarımın bile ayrı ayrı ele alınıp açılması, derinleştirilmesi, izah edilmesi gerekir. Özel yapılan yalama kutuları yani vitamin/mineral takviyelerinin içeriği tam olarak nedir bilemem ama piyasada satılanlarının çoğu kimyevi ve aslında bir yandan da zararlı olan şeyler. Verim hedefleniyorsa, he ...

Bu sözde örnek çiftlik, gerçekten örnek olabilecek ve verimli bir çiftlik olsaydı, kofa da denilen yalama kutularına asla ihtiyaç olmazdı. İnsanlar gibi hayvanlar da şayet dengeli ve yeterli besleniyorlarsa, vitamin/mineral takviyelerine asla ihtiyaç duymazlar. Ancak besinler azsa ya da miktarı az değil de besin değerleri düşükse, bayatsa, kuruysa, ondan vücutları istifade edemiyorsa vitamin/m ...

Kuru yemlerin, hayvanlara verilmeden önce bir miktar su ile karıştırılması, bu ciddi sorunu asla çözmez. Sürekli kuru yem yedirilen ve bu yetmezmiş gibi normal seviyenin üzerinde hareket etmesi gerekirken, doğru düzgün hareket imkanı verilmeyen hayvanların çektiği çile, bunu yapanlar tarafından, tam olarak ahirette, hesap sırasında anlaşılabilir. Onların da hakları, hesapları var.

Daima kuru gıda yiyen bir insan, bir süre sonra nasıl ciddi hastalıklar yaşamaya başlarsa... Daima kuru yem yedirilen hayvanlar da da aynısı olur. Sonra, meydana gelmiş o hastalıkların başka başka sebeplerle oluştuğunu iddia etmek, bu gerçeği gizleyemez.

Mısırın kaynatılması, yumuşatılması, ezilmesi, patlatılması da çare değildir. Mısır, dünya genelinde yok edilmesi gereken, genetik mühendisliği ile üretilmiş gibi duran bir bitkidir.

Hayvanları beslemek için mısır yedirmek de doğru bir tercih değildir. Bu hayvanlar, o şartlarda, önlerine konulan mısırı ve daha başka şeyleri elbette yerler. Mısır öylesine verimsiz ve şaibeli bir bitkidir ki hayvanların da mısırı sindirmesi zordur. Sindirebilse de insanlar gibi hayvanlarn davranışlarında da bozukluklara sebep olur.

Bu kadar mikrobun, pisliğin daima bulunduğu bir yerde, sineklerle gerçekten baş edilemez. Sineklerin bulunduğu bir yerde de hastalıklar bitmek bilmez. Bu da hayvan konforunu, devamında verimliği düşürür. İlaç sanayiini beslemeye devam eder. Bu hayvanlar o kadar temiz hayvanlardır ki üzerlerinde sinek bulunmasını bile istemezler. Bundan rahatsız olurlar ve derilerini titreterek ya da kuyruklarını ...

Herkese örnek gösterilecek bir çiftlik olmasını geçtim, ortalama kalitede bir çiftlik olsaydı bile, hayvanların her gün en az 8-10 saat çıkabileceği bahçeleri olurdu. O bahçede bile toprak zeminin "bir şekilde" temiz, mikropsuz kalması sağlanırdı. Çiftlik projesi bu yönde geliştirilirdi. Bunu sağlamanın bazı yollarını da yayınlarda anlatmıştım ama ne kadar anladılar bilemem. Anladılar da işlerine ...

Nedense "hücre sistemi" demeyip de "padog sistemi" deyip durdukları şu kötü sistemde, hayvanların hareket edebilecekleri alan da kısıtlıdır. Zaten beton ve ayrıca su olması, onları tedirgin eder ve ayrıca hareketliliği düşürür. Bu kadar hareketsizlik, hayvanların tırnaklarının zamanla ve olağan akışta törpülenmesine, kısalmasına mani olur. Bu da istenmeyen uzunlukta tırnaklar demektir ve ciddi bir ...

Kızak sistemi, yerdeki atıkları çekerken toplu hale getirir ve hayvanların tırnaklarının tamamen dışkı ya da atık sıvı içinde kalmasına da sebep olur. Bu hayvanlar da insanlar gibidirler ve üzerlerine necaset bulaşınca hemen temizlenmeliler. Temizlenemeyecekleri için o mikroplar, zaten sıvı içinde kala kala yumuşamış ve zayıflamış olan tırnaklarda iltihaplara sebep olurlar. Ayaklarına bulaşan o at ...

Kızak sistemi, hayvanların altını gerçekten temiz tutamaz. Kızak, hiç dışkı, idrar kalıntısı kalmayacak şekilde zemini çekemez. Kalan mikroplar üzerinde o hayvanlar sağlıklı kalamaz.

Bir de betonun üzerinde su olması, suyun sürekli bulunması, hayvanların tırnaklarını ayrıca yumuşatır. Videoda gururla gösterilen ve yerdeki dışkı ve idrar karışımını otomatik olarak çeken kızak, aklı başında hiç kimsenin tavsiye edebileceği bir şey de değildir.

Sözde hoca... Beton kaygandır, beton hayvanların tırnakları için iyi değildir. Tırnak sağlığı korunamaz. Kaymaların, düşmelerin önüne geçilemez.

Şimdi, başka bir kanalda, Akademi'deki yayınlarımın tesiriyle yaptığı bir çiftlik projesiyle karşıma çıkınca izlemiş bulundum. İşin aslı, videonun sonuna doğru, konuşan kişinin bu Tahir hoca denilen kişi olduğunu anlayabildim.

Bu güne kadar, Tahir hoca diye bilinen, kripto hainlerin çok da itibar edip muteber gösterdiği şu herifin tek videosunu bile izlemedim. Kanalına abone olalı altı ayı çoktan geçmiştir, hiçbir zaman şu sıfatı, şu duruşu gördükten sonra vidoelarını izleyesim gelmedi. Hakkında kanaat sahibi de olmamıştım.

Beton yanlış tercih iken, bir de az ya da çok sulu kalması, vahim bir hata demektir.

Beton su çekmez. Suyun hızlıca kurumadığı, emilmediği bir yerde insanlar gibi hayvanlar da huzur içinde olmazlar. Hayvan konforu, bu nedenle de sağlanamaz. Bu hayvanlar, kuru yer varken gidip ıslak yerde yatmazlar. O sözde çiftlikte ise kuru yer bulamazlar. Su, aynı zamanda mikrop/bakteri birikmesi ve yayılması için de uygun ortamı oluşturur.

Beton soğuktur, hayvanı rahat ettirmez, verimi düşürür. Beton çimento ile yapılır, çimento insanların da hayvanların da vücutları için zararlıdır. Huzursuz eder, gerer, negatif enerji yükler. Kanser de eder. Ciğer sorunlarına da sebep olur. Kanı da zehirler.

En başta görülen ve gülünüp geçilen şeylerden biri de zeminin beton olması... Bunu gören bilinçli bir kişi, adı bile taklit olan "Atafen Akademi" isimli sözde çifliğin başka kısmına bakmaz bile...

Yapı kısmı gerçekten isabetli tercihlerle yapılmış olsaydı, verimli olsaydı, o koca koca fanlara ihtiyaç duyulmazdı. O fanların satın alınma maliyeti de kullanılması sırasında enerji sarfiyatı da arıza/bakım tarafı da işletmenin verimini düşürmezdi. Ayrıca o fanlarla soğutma yapmaya kalkmak da tam bir amatörlük ve bilinçsizlik... İnsanlar gibi havyanlar da fanların oluşturduğu yoğun hava cereyan ...

Sağda solda hayvancılığa dair dersler de veren... Kripto Ermeni, kripto Yahudi, şunun bunun piyonu, Türkün ülkesinde Türkü örtülü işgal altında tutan çevrelerce "hoca" olarak da bilinen Tahir, bu proje ile kendini düşürmüş, ezmiş.

Çok kaliteli malzeme ile, yüksek yalıtmalı, aynı zamanda mikrop tutmayan yüzeylere sahip bir bina yapılmazsa, sineklerden, kenelerden, kuşların dışkısından, artık her yerde mevcut olan elektro manyetik kirlilikten, uydulardan çiftliklere yapılan manyetik saldırılardan korunmak da mümkün olmaz.

Bunun haricinde, kışın vücutlarının ısısını koruyabilmeleri için daha fazla yemlerler. Çiftlikte besleniyorlarsa, önlerine daha fazla yem konulması şart olur. Bu da şu demektir ki baştan yapıya harcanmayan para, sonra yeme harcanır. Hatta zaman geçtikçe yeme "gereksiz yere" harcanan para, düzgün yapının maliyetinin bilmem kaç katına çıkar. Yine de soğukta yetiştirilen hayvanlar, ılık havalarda d ...

Bu hayvanlar da soğuk havalarda yetiştirilebilirler ama öncelikle hava cereyanını "gerçekten", verimli şekilde kesecek duvarlara ya da perdelere/setlere ihtiyaç duyarlar. Serbest yaşıyorlarsa, kış günü bir yere yatmadan önce uzun uzun yatacak yer bakarlar. Cereyan varsa, orada yatmazlar. Münkün olduğunca çamurdan, bataktan, pislikten kaçınırlar.

Yazın serin, kışın sıcak tutan bir yapı/ahır yapılmamış olması, en baştan görülen ciddi bir hata... "Bu hayvanlar insanlar gibi üşümezler" demek tam olarak doğru değil. İnsanlar da soğuk havalarda sağıklı yaşayabilirler ama normalin çok üzerinde proteine ihtiyaç duyarak, yine de zorlanarak...

Videodan görülebildiği kadarıyla değerlendiriyorum, videoda görülemeyen hususlar varsa, onları bilemiyorum. Göründüğü kadarıyla çatılar bile doğru malzemeden yapılmamış. Yanlara duvar yapmamış olmak, öyle uzun uzadıya dillendirilecek bir husus da değil. O perde sisteminin, Türkiye'nin pek çok şehrinde uzun ömürlü olmayacağını, rüzgar akımlarından yıpranacağını, bozulacağını, zarar ettireceğini ...

İnşa kısmını zaten Amerikalılara yaptırmışlar ve bunu açıkça baştan söylüyorlar. Acaba üstten birilerinin talimatı oldu da o nedenle bu işe mi giriştiler. İsteksiz mi yaptılar. O nedenle mi bu kadar emeksiz, mantıksız, kusurlu bir çiftlik vücuda getirdiler.

Bir de "ülkeye örnek" ve "herkesin eğitilmesi için" yapılmış bir çiftlik olduğu iddiasındalar.

Baştan sona kadar emeksiz, zahmetsiz, verimsiz ve hatalı yapılmış bir çifltiğe "Ülkenin en güzel süt çiftliği" demişler. Neden? Çünkü kriptolar... Bunlar da o bildiğiniz takımdan olan kişiler. Onlarca senedir bu ülkede, müslüman Türklere karşı batı dünyasının, toplamda onlarca ülkenin piyonu olarak örgütlenmişler, sahayı hep kendi lehlerine görmüşler ve kolayca yükseltilmişler. Her hususta saha ...

https://t.me/akademidergisii/39216

ÜLKENİN EN GÜZEL SÜT İŞLETMESİ | KÖY TV #atafen #doğa #süt #caltıkoyu 👁 78.5K 👍 802 📥 26.03.2023 👤 ADEM BİRİNCİ 🕒 43:01 I can download this tracks:

Uzak durulmalı ve meydan verilmemeli Piyasa tecrübesi olan bir kişi, şu videonun birkaç dakikasını izledikten sonra, hiç saha araştırması/soruşturması bile yaptırmadan, size çok isabetli yorumlar yapabilir. Yapayım... Yanıldıysam, konuyu sahadan bilenler hemen beni uyarsınlar. 1- Videoda konuşan kişi, teknik konularda son derece yetersiz bir kişi. Ayrıca kendini başka sahalarda da geliştirmem ...

https://t.me/akademidergisii/39213

3 Aracın Yaptığını Yapabilen Tek Araç "TRACAR" / %100 YERLİ PLAKALI 👁 98.7K 👍 819 📥 29.05.2023 👤 ÇİFTÇİ TV 🕒 28:43 I can download this tracks: